22 Haziran 2009 Pazartesi

EVLİLİK ÜZERİNE HOŞ BİR YAZI

Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu,saçları taralı,dişleri fırçalanmış adam yada kadını sevmek kolaydır
Aslında aşk, aynı insanı, sabahın köründe uykudan uyandırdığındaki
en sinirli hali ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarıyla kanepede yastıklara sarılıp
sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir

Buna katlanamayanlar zaten aşık değillerdir

Bu durumda evlilik;
hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor denilebilir…
Zira aşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir,
hep beraber olmak istersin, banyodan gelen su sesi bile
onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir

Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün…

Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini hayal edersin

On tane ayakkabısı varken, onbirinciye sahip olmakla mutlu olacak diye,istediğin gömleği satın almaktan vazgeçersin

Zamanla olmaktan çok birşeyler vermekten mutluluk duyduğunu keşfedersin

Eğer kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek,
dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olarak görülüyorsa,
o kadının saçlarının hiç yağlanmadığını ve adamın geceleri terlemediği düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil,
bir Amerikan filminde karakterlerden biri olmaktır,,

Bu hayallerle yola çıkıldığında,

damat ilk gece gelinin saçlarından onlarca firkete sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketelerini çıkaramayıp kuaföre söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey çatırdamaya başlayacaktır

Evlilik, sadece aşk değildir

Evlilik; ev arkadaşlığı, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik,
ayrı kökenlerin birlişmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir..

Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama tek başına ayakta tutamaz…


Hala canınız sıkıldığında onu değil de annenizi arıyorsanız,
yalan olmuştur o evlilik

Aşk evlilikte gider gelir

Halıya kola döktüğünde aşk biter Ama o, halıyı temizleyebilirse
gene aşık olunur

O aradaki sinir evresini aşabilenler, ellinci yıla kadeh kaldıranlardır

Tahammül edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır

Zafer, direnenlerin olur
Can Dündar