17 Eylül 2011 Cumartesi

FIRINDA SÜTLAÇ

Fırına girmeden önceki hali





MALZEMELER:
1 kg süt
1 çay bardağı pirinç
1 yemek kaşığı pirinç unu
1,5 su bardağı toz şeker(damak tadına göre)


HAZIRLANIŞI:
 
Pirincinizi önceden pişirin pişen pirinçleri soğuk sütün içine ilave edin kaynara çıkarken şekeri ilave edin ve nişastayı yarım çay bardağı suyla çırpıp ilave edin bu sırada karıştırın 10 dk kadar kaynattıktan sonra fırın kaplarına koyup, fırın tepsimize koyuyoruz. fırın tepsisinin içinide su ile doldurup fırına veriyoruz.
not:Fırının ızgara kısmına yakın yerinde koyun.

AFİYET OLSUN.

KLASİK ANNE SÜTLACI :)


MALZEMELER:

2 kg açık süt
1,5 çay bardağı pirinç
1.5 su bardağı şeker (damak tadınıza göre)
1 tatlı kaşığı un
1 tatlı kaşığı nişasta 

HAZIRLANIŞI:

sütü ve pirinci tencereye koyup ara sıra karıştırarak kaynatın pirinçler pişince sütlacınız koyu kıvam almadıysa nişasta ve unu ayrı bir kapta yarım çay bardağı su veya sütle iyice çırpıp tencereye ilave edin bu sırada karıştırmaya devam edin şekeri ilave edin15 dk daha kaynattıktan sonra servis tabaklarına dökün afiyet olsun....

not: bazen içine limon yada portakal rendeliyorum lezzetli oluyor.

13 Eylül 2011 Salı

BAYRAM TATİLİ 3

Kumbağ'dan döndüğümüz günü tamamen uyuyarak geçirdik desem yeridir. Yatağa yapışmış gibiydim hiç kalkasım gelmedi ama bakıma muhtaç bir bebek gözlerimin içine bakarak ağlarkende yatmak olmazdı:) O günü dinlenerek geçirdik kimsenin evden çıkma gibi bir derdi yoktu yorgunluktan.


Ertesi gün florya sahiline gittik. Lunaparkta eğlendik, etrafta bir çok düğün fotoğrafı çekimleri vardı onları izledik. Çiftlerin gözlerindeki ışıltı ve mutluluk okadar belliydiki Allah daim etsin.


 Uçakları izledik.


 kelebek oldum:)


Babuşumuzda asfaltı ağlattı. Pek ağlattı denilmesede gözleri dolmuştur:)

2011 Ramazan bayramını bu şekilde gönderdik. Tekrardan herkesin geçmiş bayramı mübarek olsun.

12 Eylül 2011 Pazartesi

BAYRAM TATİLİ 2

Bayramın 2. günü eşimin başakşehirde oturan halasına ziyarete gittik.

 Oğluşumu çimlere attık,oda çok zevk aldı maşaAllah çok tatlı çıkmış.


 Gitmişken sular vadisinide görmek lazım dedim.

Ama görmesemde olurmuş çokta ilginç gelmedi :) Benim yaşadığım yer zaten vadi, vede içinden ırmak geçen güzel bir şehir. Bu yüzden olsa gerek bana normal geldi. Ama İstanbul için bu tarz yerler tabiki çok değerli çünkü nereye baksan beton.

Herneyse saat 23 gibi biz oradan ayrıldık. Görümcem hadi burdan basıp Kumbağ'daki halamada gidelim
dedi ben şaka yapıyor sanarken bunlar harbi harbi 2dk'da planı yaptılar evlere uğrayıp genel ihtiyaçlarımızı aldık ben çantamı hazırlarken bile yaa gidiyormuyuz, şakamı yapıyorsunuz, gitmesek daha iyi olur, birden oldu, gece karanlığında gitmeseydik, gündüz gözüyle gitseydik vs vs....ben bunları söylene söylene yola koyulduk İstanbul zaten bomboştu yollarda okadar açıktıkı  gece bir buçukta yola çıktık üçte Kumbağ'daydık sohbet muhabbet derken sabah 6'da yatağa girebildik. 
Saat 8de sahiller dolmadan kuytu yerler kapılmadan eşimle oğluşum kalktık sakin bir yer bulup denize gittik tabi ben girmedim eşim tadını çıkardı. Oğluşumunda ayaklarını soktuk babasının biraz daha ileri götürmesiyle büyük bir dalgadan oğluşum nasibini aldı tepeden tırnağa ıslandı:)
 oğluşum kumları yemeyi çok istedi ama amacına ulaşamadı sürekli kumlarla oynayıp en sonunda ağzına götürmeye çalıştı.
Bu küçük deniz maceramız oğluşuma ve babamıza yaradı.
Öğlene doğru etraf okadar kalabalıklaştıkı sanırım İstanbul'un yarısı Kumbağ'daydı. Yiyecek ekmek dahi kalmamıştı ilçede.

O gece saat 1 civarlarında İstanbul'a dönmek için yola koyulduk. Saat 3 gibi İstanbul'a vardık yatağa girmemiz 5'i buldu. Bir önceki gecenin uykusuzluğuyla birde bu birleşince yatağa girdiğimi ve hangi ara nasıl uyuduğumu hiç hatırlamıyorum bile:)

11 Eylül 2011 Pazar

GEÇMİŞ BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN...

Bayramda İstanbul'daydık geleli bir hafta olmasına rağmen bloğumu hiç açamadım ne zamandır aklımda olan büyük bir temizlik operasyonunu erteleye erteleye en sonunda bu bir hafta içerisinde yaptım. Ramazanda haliyle açlığında verdiği tembellikle hiç temizlik yapasım gelmedi. Bayramdada istanbulda olunca gelir gelmez paçaları sıvayıp dolap baca, yorgan yastık ne varsa evde el değmedik yer bırakmadım çok şükür aklıma takılan, üşenipte aman orayıda sonra düzeltirim temizlerim dediğim heryeri hallettim artık kafam rahat.

 
Gelelim bayramda neler yaptığıma bol bol gezip eğlenip enerji toplayıp geldik. İstanbul'a her gidişimde Galata Kulesine gitmeyi niyetleniyordum ama her seferinde başka bir iş çıkıyor ve gidemiyorduk. Ama bu sefer gittim gördüm beğendim fakat çokda üzüldüm. Etraf çok pisti yerlerde hep kola ve bira şişeleri etrafda bira içen gençlerle doluydu. Bu benim için üzücü oldu. 


Herkesin kendi tercihi karışmıyorum ama mübarek bir günde, vede osmanlı izleri taşıyan bir ortama bu basitliği yakıştıramadım.Yukarıdaki çeşme resmini çekerken çeşmenin altında oturan gençleri çekmemek için gayret gösterdim vede onlara bakarken haya ettim. Tamamen rezillikti. Az bucuk tahmin edersiniz:(  Allah'ın ayetlerinin isminin yazdığı yere yakışmayan görüntülerdi. Malesef Kalbim ile buğz etmekten başka birşey yapamadım.