12 Eylül 2011 Pazartesi

BAYRAM TATİLİ 2

Bayramın 2. günü eşimin başakşehirde oturan halasına ziyarete gittik.

 Oğluşumu çimlere attık,oda çok zevk aldı maşaAllah çok tatlı çıkmış.


 Gitmişken sular vadisinide görmek lazım dedim.

Ama görmesemde olurmuş çokta ilginç gelmedi :) Benim yaşadığım yer zaten vadi, vede içinden ırmak geçen güzel bir şehir. Bu yüzden olsa gerek bana normal geldi. Ama İstanbul için bu tarz yerler tabiki çok değerli çünkü nereye baksan beton.

Herneyse saat 23 gibi biz oradan ayrıldık. Görümcem hadi burdan basıp Kumbağ'daki halamada gidelim
dedi ben şaka yapıyor sanarken bunlar harbi harbi 2dk'da planı yaptılar evlere uğrayıp genel ihtiyaçlarımızı aldık ben çantamı hazırlarken bile yaa gidiyormuyuz, şakamı yapıyorsunuz, gitmesek daha iyi olur, birden oldu, gece karanlığında gitmeseydik, gündüz gözüyle gitseydik vs vs....ben bunları söylene söylene yola koyulduk İstanbul zaten bomboştu yollarda okadar açıktıkı  gece bir buçukta yola çıktık üçte Kumbağ'daydık sohbet muhabbet derken sabah 6'da yatağa girebildik. 
Saat 8de sahiller dolmadan kuytu yerler kapılmadan eşimle oğluşum kalktık sakin bir yer bulup denize gittik tabi ben girmedim eşim tadını çıkardı. Oğluşumunda ayaklarını soktuk babasının biraz daha ileri götürmesiyle büyük bir dalgadan oğluşum nasibini aldı tepeden tırnağa ıslandı:)
 oğluşum kumları yemeyi çok istedi ama amacına ulaşamadı sürekli kumlarla oynayıp en sonunda ağzına götürmeye çalıştı.
Bu küçük deniz maceramız oğluşuma ve babamıza yaradı.
Öğlene doğru etraf okadar kalabalıklaştıkı sanırım İstanbul'un yarısı Kumbağ'daydı. Yiyecek ekmek dahi kalmamıştı ilçede.

O gece saat 1 civarlarında İstanbul'a dönmek için yola koyulduk. Saat 3 gibi İstanbul'a vardık yatağa girmemiz 5'i buldu. Bir önceki gecenin uykusuzluğuyla birde bu birleşince yatağa girdiğimi ve hangi ara nasıl uyuduğumu hiç hatırlamıyorum bile:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız